Şi’bu Ebî Tâlib’de bir avuç gözü yaşlı Kesilmiş Pazar yolu Kureyş ulularınca İnsanlar aç, köpekler ve binlerce karınca Bekliyor pusu kurmuş onlarca eli taşlı İnsaniyet Mekke’de dönüşmüş kine, hınca Şu çölün vicdanını kapkara günler almış Ya Allah ya Muhammed; dillerde tek ses kalmış
Bir avuç gözü yaşlı Şi’bu Ebî Tâlib’de Yoklukla imtihanmış inanmanın bedeli Üç yıl oldu son kervan yoldan geçip gideli Sarılmış torununa ak sakallı bir dede Kim gelir yardıma ki belki bir saba yeli Zulüm tutmuş bir yönü, çile bir yöne dalmış Ya Allah ya Muhammed; dillerde tek ses kalmış
Şi’bu Ebî Tâlib’de bir avuç gözü yaşlı Sözlüklere o anda yazılmış sabır nedir Zulüm ne işkence ne masuma kahır nedir Hem gençler tükenmiş hem eli bastonlu yaşlı Yalnızca îman tutar ayakta üç senedir Kureyş’in kan çemberi günden güne daralmış Ya Allah ya Muhammed; dillerde tek ses kalmış
Bir avuç gözü yaşlı Şi’bu Ebî Tâlib’de Dost ile dost olmanın bin yıllık demi sanki Hiçliği âdet kılan Kırkların cemi sanki Turnalar kızıl başlı Şi’bu Ebî Tâlib’de Tufan’dan kurtaracak bir kutlu gemi sanki Bu çile Hak yolunu bilmeye bir kuralmış Ya Allah ya Muhammed; dillerde tek ses kalmış A.Yılmaz Soyyer
A. Yılmaz Soyyer, 1960 yılında Konya’nın Ereğli ilçesinde doğdu. Annesi ve babası o henüz bebekken ayrıldıkları için annesinin yanında büyüdü ve dedesi 1924 Manastır muhacirlerinden Bektaş Ağa (Kaçar) tarafından yetiştirildi.
1974 yılında ülkücü oldu, teyzesinin eşi ve ülkücü hareketin Ereğli ve Konya’daki mühim isimlerinden tarihçi, Dr. Alaeddin Ceylan tarafından fikren eğitildi. Onun kütüphanesi ülkücülüğü bile bilmediği zamanlarda ortaokul 2. Sınıftayken keşfetmiş ve “Bozkurtların Ölümü”nden başlamak üzere zaten okumaya başlamıştı. Ülkü Ocakları henüz Menzil sakallılarının darbesini yemediğinden, Ereğli Ülkü Ocakları’na her ay TÖRE dergisi gelirdi. Yılmaz Soyer de çevresince sevilen bazı şiirler söylemekteydi. Bu arada lisede aruz veznini öğrendi, kullandı; kullanabildiğini anlayınca da klasik Türk edebiyatına derinliğine yöneldi.
1977 yılında TÖRE dergisine birkaç şiir yolladı; derginin sahibesi Emine Işınsu hanımefendi bir mektup yollayarak kim olduğunu ve kaç yaşında olduğunu soruyordu. Çünkü şiirler imlâ hatalarıyla doluydu ve berbat bir yazıyla yazılmıştı. O sene Konya Ereğli Lisesi Marksistlerin eline geçtiği için bir sene okula gidemedi. Ertesi sene Ankara’ya Işınsu hanımla tanışmaya gidince orada kaldı, dergide çalışmaya başladı ve Ankara Atatürk Lisesine gitti.
TÖRE’de çalışıyor, Konya Öğrenci yurdunda kalıyordu.
Ankara İlâhiyat Fakültesi’ni kazandı.
Halen Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi İlhayita Fakültesi'nde öğretim üyesidir.
Yayınlanmış beş adet ilmi kitabı, iki adet romanı vardır.
“Kırmızılar” biziz, “biz” Türk Milletiyiz.
Üstte gök çökmedikçe, altta yağız yer yarılmadıkça, Tanrı buyruğu tamam oldu demedikçe ili, töresi bozulmayacak olan halkların ve dahi nice boyların, soyların, Doğu’dan Batı’ya, Asya’dan Avrupa’ya birlikte yarattığı Türk Milletiyiz.
Kırmızılar, Türk Milleti’dir !