Türkler Açısından Turancılık

“Türkler açısından Tûrancılıktan başka her türlü millîyetçilik, sakat ya da sahtedir. Rasyonellik ya da gerçekçilik iddiâsı da yanlıştır. Elbette Cumhûrbaşkanı ya da Genelkurmay Başkanı, açıktan Tûrancılık yapamaz. Yaparsa, büyük sorun çıkar. Ama devlet, örtülü olarak, millet açıkça Tûrancı olmak zorundadır. Aksi takdirde millîyetçilik, vatan millet edebiyâtına, ulusalcılık saçmalığına dönüşür.
Tûrancılık, tanklara atlayıp, Ötüken’e gitmek değildir. Türk milletini ve Türk vatanını yeniden tanımlamaktır. Türk soyundan gelen, Türkçe konuşan herkesin Türk milleti olduğu, Türk dünyâsının tamâmının da vatan olarak görüldüğü bir anlayışı gerektirir. Elbette, vatanını savunursun. Doğu Türkistan’da yaşananlara insan olarak ya da Müslümân olarak üzülebilirsin. Ama Türk olarak üzülüyor ve kurtulmalarını istiyorsan, Tûrancı olman gerekir.
Diyorlar ki, önce Türkiye’yi kurtaralım, koruyalım, sonra bakarız. İyi de, Türkiye’yi korumak için de Tûrancı olman gerekir. Savunma hattını ne kadar geride kurarsan, kendini ne kadar kalene (sınırlarına) hapsedersen, o kadar zayıf düşer, saldırıya uğrarsın. Oysa, kalenin dışındaki köyleri koruyan, sık sık çevresine akınlara çıkabilen bir gücün, kalesinde güvenlik tehlikesinden söz edilemez bile. Meselâ Türkiye, en başından beri Sûriye’de ya da Irak’ta Türkmen devleti projesi gütseydi, ne Irak’ta, ne Sûriye’de Kürd devleti tehlikesi olmaz, yaşadığımız sığıntı sorununu da yaşamazdık.
Dediğim gibi Tûrancı olmayan bir millîyetçilik, ya sahte, ya sakattır.”
Yazar
Kutlu Altay KOCAOVA

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen