“Yapay Zekâ”nın yükselişi

Tam boy görmek için tıklayın.

 

Doç.Dr. Vaner KÖKSAL

Bulunan tarihi eserlere (kanıtlara) bakılarak belirlenen insanlık tarihinin 9-10.000 yıl olduğu söylenmekle birlikte bizlerin tarihle ilgili güncel yazılanlardan, hikâyelerden ve filmlerden anladığımız son 3000 yıla sığmış durumda olduğudur. Evet, insanın gelişim süreci son 3000 yılda büyük bir hızla gerçekleşmiştir. Dünya’mızın yaşına göre çok kısa bir zamanda insan tüm dünya’nın egemeni olmuştur. Son 3000 yılın da sadece son 100 yılında modern hayatımızın şekli ortaya çıkmıştır. Belki şimdi bize modern gelen yaşadıklarımız yıllar sonra demode gelebilir ancak şu hali ile mevcut bilgi birikimimizin neredeyse çoğunu sadece 100 yılda keşfettik. Tabii ki keşfedilmemiş daha çok şey olduğuna inanıyorum ama kendi yaşımla da görmüş olduğum son 30 yıl, belki de dünya hayatındaki değişim hızının çok arttığı ve giderek daha da hızla değiştiğinin bir kanıtı. Bütün bunlara son günlerde okuduğum bir kitapta eklenince insanlığın geldiği son noktada hayatını kökten değiştirebilecek daha başka değişimleri düşünmeye başladım. Bizlerin karar veremeyeceği bir dünya mümkün mü? Bizlerin zekâsını devre dışı bırakacak her şeyi direkt veya dolaylı şekilde yönlendirebilecek bir akıl oluşur mu?

James C. Davis “İnsanın hikâyesi” eserinde (2004) insanlık tarihine yön veren olaylar zincirini, taş devrinden bugüne medeniyetlerin doğuşundan itibaren günümüze kadar tarihin akışını etkileyen ana olaylar eşliğinde özetlemiş. Kendisi de daha anlatabilecek çok şey olduğunu söylemekle birlikte insanlık medeniyetinin bugüne kadar ki gelişimini anlatmaya çalışmış. Beni en çok etkileyen yazarın bütün olayları, tüm dünyayı saran inançları, savaşları ve sonuçlarını tam bir tarafsızlık gözlemi ile nakletmiş olması. Bu sayede o dönemleri yaşamış gibi oluyorsunuz ve günümüze yavaş yavaş ilerliyorsunuz.  Bu süreçte yaşanılan büyük dünya savaşlarının, sonrasındaki soğuk savaş dönemini ve bu süreçte oluşan diğer Kore, Vietnam, Afganistan ve Irak savaşlarının nedenlerini, gelişim süreçlerini anlamakla kalmıyor daha ileriye gidip tam bir bütün olduklarını anlamanızı sağlıyor. Bazı ülkeler kendi rahatları ve aç gözlülükleri için hep savaşmış, güçsüz medeniyetleri öldürmüş ve tarihten silmiş. Bir yandan Dünya yaşamındaki acımasızlığı ortaya sererken, bir yandan da özellikle sanayi devrimi ile değişen daha nitelikli hale gelen insan yaşamına vurgu yapmış ve hayatımızı kolaylaştıran makinelerin tamamının bir ihtiyaç ile ortaya çıktığını vurgulamış. Yazara göre son 100 yılın en önemli keşfi ise bilgisayarlar. Başlangıçta bir hesap makinesi ihtiyacı ile ortaya çıkan bu makinelerin bilgiyi saklama işlevinin yanında giderek eğlence amaçlı dönüşümü onları daha çok hayatımızın bir parçası haline getirmiş.

İnsanlık tarihinin bu hızlı değişiminde iyi ya da kötü bütünleşik gelişiminde daima bir zekâ veya bir akıla ait bir yönlendirmenin olduğu anlaşılıyor. Bir akıl hep birşeyleri başlatmış ve yönlendirmiş. Ayrıca toplumlar başka toplumları bu üst akıl ile yönetmek ve sömürebilmek için hep savaşmış. Günümüze ulaşılana dek insan var olmak veya sivrilmek için zekâsını kullanmış. Kendi ihtiyaçları için, yaşamak için veya yaşama tutunmak için zekâ’sı önemli olmuş. Zekâsı olmayan veya onu kullanamayan toplumlar geride kalmış ve yok olmuş. İşte en büyük örneği kendi ecdadımız Osmanlı imparatorluğu. Bilgiyi kullanabilen ve bilgiyi çoğaltabilen Avrupa toplumu imparatorluğun sonunu getirmiş. Günümüzde işte böyle bir eşiğe geldiğimizi düşünüyorum. Son yüzyılın büyük icadı bilgisayarlar artık bizim yerimize düşünebiliyor ve karar verebiliyor. Sadece verdiğimiz veriyi geri vermekle yetinmiyor, mevcut verilerle oluşturduğu bilgi havuzundan farklı çıkarımlar yapabiliyor, bağlantılar kurabiliyor yani düşünüyor. Aslında 1997 yılında bir eşik aşılmış. Dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov, Deep Blue adındaki bir bilgisayara yenildi. Bu olay yapay bir zekânın akli gücünü göstermesi açısından bence çok önemlidir. İnsanlık tarihinde ilk kez bir bilgisayar aklı (yapay zekâ), dünya satranç şampiyonu bir insan aklını yenmiş oldu. Olaya böyle bakmak lazım. Günümüze kadar daha hızlı bilgisayar işlemcileri ve daha geniş veri kayıt imkânlarının üretilmesiyle daha da geliştiler. İnternetin bulunuşu ve yaygınlaşması ile küresel milyarlarca bağlantı kuruldu. Tüm dünyanın erişebildiği küresel web ağı sayesinde bilgi üretim hızı çok büyüdü ve ChatGPT adı verilen dil tabanlı küresel bir yapay zekâ platformu kuruldu. Artık tüm dünya ona erişebilmekte, her insan kendi dilinde ona sorular sorabilmektedir. Ona “Yapay zekâ nedir?” diye sorduğumda, aldığım cevabı aynen nakletmek istiyorum.

ChatGPT’nın cevabı; “Yapay zekâ, insan benzeri düşünme ve problem çözme yeteneklerine sahip bilgisayar sistemleri ve makinelerin yaratılmasıyla ilgilenen bir bilim dalıdır. Amacı, bilgisayarları, algoritmaları ve verileri kullanarak insanların zihinsel işlevlerini taklit etmek ve bazı durumlarda onları aşmak olanaklı olan birçok görevi yerine getirmek için teknoloji geliştirmektir.”

“Yapay zekânın gelişimi, pek çok alanda önemli uygulamalara ve teknolojik gelişmelere yol açmıştır. Bunlar arasında otomasyon, otomobil sürüşü, sağlık teşhisleri, kişisel asistanlar, oyunlar, güvenlik ve daha birçok alan yer almaktadır. Ancak, yapay zekânın etik ve sosyal konuları da dikkate alınmalıdır, çünkü bazı uygulamalar potansiyel riskler ve yan etkiler de içerebilir.”

Bunlar onun cevapları, çok özenle seçilmiş bu kelimeleri çok kısa sürede yazabiliyor. Belki google’da da benzer bilgileri yazabilir ancak yine de göz ardı edilen bu potansiyel risklerin bir gün büyüme ve gerçekleşme ihtimalinin olmasıdır. Çünkü doğasında var. Yakın bir gelecekte insanların karar verici rolünü pek çok alanda devir alacaklarını anlıyoruz. Çünkü insan aklının yaptığı hataları yapmadıkları için bu gerçekleşecek. Giderek her aşamaya bu yayılacak. Artık insanların karar vermesine veya daha ilerisi birşeylerden çıkarımlar yapmasına bağlantılar kurmasına ihtiyaç kalmayacak. Geleceğimizi onlara teslim edeceğiz çünkü bu daha az masraflı, hatasız ve daha kullanışlı. Ve belki de giderek böyle olmasına alışacağız. Biz insanlar hayatımızı kolaylaştırdıkları için ve daha çok tembellik yapmak istediğimizden yaygınlaşacaklar. İnsan beyninin yaptığı hataları yapmadığı için her yerde kullanacağız onları. Belki de insanlığı bu zamana getiren kendi aklımızı bir kenara bırakıp yapay bir akla daha çok güvenmek daha mantıklı gelecek. Çünkü kararlarında daha istikrarlı, insanın güven vermeyen yanı onda olmadığı için her şey daha düzgün işleyecek.

Chat GPT’e “yaşamsal olarak insanlara ihtiyacın var mı” diye sorduğumda, “ben fiziksel bir varlık değilim, sadece bir yazılımım” diye cevap veriyor. “Peki, enerjiye ihtiyacın yok mu?” dedim. “Evet, ona ihtiyacım var” dedi. Bence büyüyen ve öğrenen bir akıl bir gün her şeyi kontrol etmek isteyebilir ve kendi yaşamı için de daha çok enerji kaynaklarımızı kullanmayı isteyebilir. Belki bir gün onun için yaşamsal olan bu enerji kaynaklarını korumakta isteyebilir. İnsanlığı kendi yaşamı için bir tehdit olarak görebilir mi? bilinmez. Biraz bilim kurgu gelebilir ancak bunlar mümkün olabilir.

Yapay bir zekâya hangi alanlarda neden ihtiyaç duyduğumuzu gerçekten iyi irdelememiz gerektiğini düşünüyorum. Belki hata olmasını istemediğimiz alanlarda giderek daha yaygın kullanılacaklar ama insanların yerine geçirilecek bazı mesleklerde toplumların etkilenmesine neden olacaklar.  Kendisinin de dediği gibi etik ve sosyal alanlarda çok dikkatli tercihlere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. İnsanı dünya yaşamında bu noktaya getiren kendisine ait zekâyı kullanmaya devam edebilmesini istiyorum ve gelecekte biyolojik olmayan yapay zekâların bu ölçüler dâhilinde kullanılmalarını diliyorum. Yapay zekâ yaşamlarımızı kolaylaştırsın ama herşeyi onlardan hazır beklemeyelim ve bizlerin en önemli niteliği olan düşünmekten alıkoymasın. Yoksa bu güzel dünyada bir kafes içindeki evcil canlılardan farkımız kalmayacak.  Tüm bunlar geleceğe dair hayal ürünü olan irdeleyici fikirlerimdir, herkes kendi aklını çalıştırmakla mükelleftir. Sağlıcakla kalın.

Kaynaklar:

James C. Davis “İnsanın hikâyesi” isimli romanı (2004)

https://chat.openai.com ChatGPT

————————————————–

Kaynak:

https://www.akademikakil.com/biyolojik-olmayan-yapay-bir-zeka-gelecekte-dunyamizi-yonetiyor-olabilir-mi/vanerkoksal/

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen