İBB son iki dönemdeki yöneticileriyle, başta Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere, ilçe belediye başkanlarının tamamına yakınıyla birlikte organize yolsuzluk ve terör suçlamalarıyla yargılanıyor. Hukukun temel ilkelerinden en önemlilerinden biri “masumiyet/suçsuzluk” karinesidir. Savcı iddia makamındadır, soruşturma sürecinde iddia eder. Bunların mahkeme sürecinde hukuken geçerli belgelerle, olgularla, delillerle sağlıklı ifadelerle ispatlanmamaları halinde sanık doğal olarak aklanır. Ama savcının iddialarını daha duruşması bile yapılmadan doğru kabul edip, hüküm vermeye kalkışmak hukuku, yani hakları yok saymak, adil yargılanma hakkını inkâr etmektir.

Yargının siyasetle iç içe geçtiği bazı dönemlerde nelerin yaşandığını unutmadık. Yargı adına keşke daha olumlu hizmetleriyle anılsalardı. Dönemin şartlarının öne çıkardığı, bir anda şöhret sıfatı sunduğu isimler şartların değişmesiyle birlikte üzerleri ilk çizilen sorumlular haline gelmişlerdir. Bu sosyal kural her dönemde geçerlidir.

İBB yargılamalarının sonucu ne olur? Yüzden fazla çoğu üst düzey sorumlusu insan hakkında yargı ne der, siyasi maliyeti ne olur bilemeyiz. Ama peşinen şunu ifade etmek durumundayız. Soruşturma ve kovuşturma süreci doğru işlemiyor, hukuk kurallarına, yargılama usul ve esaslarına özen gösterilmiyor. Henüz sanık konumundaki insanların tekli sıra halinde yürütülme görüntülerinin marifetmiş gibi medyaya servis edilmesi her açıdan yanlıştır. Bakanlık da yapmış olan bir Milletvekili iddianamede yazılanlar kesin hükümmüş gibi savurup atıyor. Tarafsız ve bağımsız bir mahkeme huzurunda adil ve hukuka uygun bir yargılanma yapılmadığı sürece kamu vicdanı sonuçları kesinlikle kabullenmez. Siyasetin etkisi her otokrasi gibi kısa ömürlüdür. Kamu vicdanını rahatlatmayan yargı kararları huzursuzluk kaynağı olur, biline …

[i] Türk Ocakları Eski Genel Başkanı, ATO Meclisi Eski Başkanı