Yedigöller İçin Çeşitlemeler

Yedigöller’i Yazmak

İnsanın sevdiği ve güzel bulduğu şeyleri yazması, güzelliğin sadece bir yönüdür, bence hepsi değildir. Yedigöller’i de yazmak da öyle. Yedigöller’de yazdığım şey duyduğum ilham ve zihnime dolan düşüncelerdir. Fakat bunlar, bende yaşayan Yedigöller’in bir kısmını bile ifade etmez.

Bunca güzelliği yazmanın bir imkânı olmadığını bilirim fakat yazmak da bir yerden sonra o güzelliğin hakkını teslim etmek demektir. Yukarıdan dökülen şelalenin, serin ormanların koynunda akan derelerin, göllere dolan suların, kuşların, heybetiyle dört bir yanı kuşatan ağaçların, bin bir çeşit çiçeğin, bitkinin elbette insana duyurduğu birçok his vardır. Elimiz kalem tutuyorsa bunları yazmaktan doğal ve güzel ne olabilir!

Yedigöller’i yazmak bunca güzelliği yaratana bir şükür değil midir! Eksik olmuş ne çıkar! Birisi gelir, bu güzelliği elbette daha kuşatıcı, daha derin bir şekilde satırlara, mısralara döker. Bize düşen gücümüz yettiğince bu güzelliği duymak ve duyduğumuzun hakkını vermektir. Buraya gelip de duyduğum hisleri, bulduğum ilham zenginliğini nasıl görmezden gelebilirim!

Öyleyse yazarak zenginleşiyor, belirginleşiyor duygular. Yazdıkça Yedigöller daha çok açıyor kendini. Yazmak bu güzelliğe iltifat etmektir. Yedigöller de bunun karşılığını daha zengin duyguları size hissettirerek vermektedir.

Yedigöller’in Çağrısı

Bazen doğadan bir çağrı hissederim. Bu çağrıyı içimde ilk duymaya başladığım andan itibaren davet içimde gitgide büyür. Bu davete icabet etmem gerekir. Bugün de içimde Yedigöller’in davetini duydum. Çoktan beri gitmeyi istediğim Yedigöller bu davetini rüyalarımda bile yeniledi. Geri çevirmek olmazdı.

Her güzellik duyulmayı, görülmeyi, sevilmeyi ister. Yedigöller cenneti de öyle… O, sahip olduğu her türden güzelliği gönlünde duyan kimseleri beklemektedir. Bu, kendi güzelliğinden, ihtişamından emin bir sevgilinin daveti gibi ısrarlı ve esrarlıdır.

Yedigöller’in çağrısı bence onu daima hatırlamaktır. Burayı bir kere gören zaten baştan sevmiş demektir.

Yedigöller kendi güzelliğiyle içimizdeki güzellik duygusunu beslemektedir. Onun güzelliği kuşlarının lisanında, sularının sesinde, ormanlarının heybetinde ve göllerinin varlığındadır.

Bunca güzelliğin meydana getirdiği terkip ruhumuzda, kalbimizde ve zihnimizde reddedilmesi imkânsız çağrışımlar yapmakta ve Yedigöller kendi güzelliğini duyanları ısrarla kendine çekmektedir. Bunu duyduktan sonra elbette onun davetine icabet etmek gerekir.

Yerin Göğün Su Olduğu Diyar

Yedigöller’de gölleri besleyen sular çağlıyor. Suyun yere göğe böylesine hâkim olduğu bundan başka bir yer görmedim. Suyun kendisi gibi ahengi de dört bir yanı kuşatmış. Hep o söylüyor. Tabiat bu âhengi dinliyor. Çağlayan sular bir şeyler söylemek ihtiyacı içinde olan doğanın konuşması gibi geliyor bana. Suyun sesi rahatsız etmiyor insanı. Belki rahatlatıyor. Bu durum bana anlamın tabiata hâkim olduğunu düşündürüyor.

Sular yere göğe hâkim. Bolu’nun zengin doğasında su, önce Yedigöller’le buluşuyor sanki. Esrarını heyecanla fısıldayan bir dost edasıyla dolduruyor şimdi burayı. Onun sesinden başka pek bir ses yok meydanda.

Bu cennet misali yer göklerden yeryüzüne ikram olunmuş gibidir. Yedigöller, cenneti unutanlara “Gelin beni bir görün de eski günleri hatırlayın!” der gibidir.

Öyle ya… Yedigöller’e gelip de bu huzurlu atmosferde huzur bulmayan, kederinden bir an uzaklaşmayan var mıdır?

Çağlayan suları, ormanı bürüyen dumanı, yedi gölü, türlü canlıları ile Yedigöller bende hep mistik bir ruh hali meydana getirmiştir.

Yedigöller’de Bir Başına Kalmak

Yedigöller’in bana böyle bir sürpriz yapacağını doğrusu tahmin bile edemezdim. Koca Yedigöller’de bugün bir başımaydım. Sessizliği, sakinliği, huzuru doya doya tattım. Gönlümün derinliklerinde bunları hissettim. Ormanda, ağaçların arasında bir başıma dolaştım. Bir insan sesi bile duymadan burada saatler geçirdim.

Elbette doğa insanı arar ve ister. Fakat Yedigöller’in böylesine yalnız olduğunu görmemiştim. Bugün bunu tecrübe etmiş oldum.

Doğrusu ben de yalnızdım. İkimizin yalnızlığında bir bütünlük hâli buldum. Yedigöller’de tek başıma olduğum bu saatlerde içimde duyduğum şey tamamlanmışlık, huzur, sükûnet ve derinlikti. Güzelim Yedigöller bütün dikkatimi içime yöneltmemde bana son derece yardımcı oldu. Hem Yedigöller’de hem de gönül alemimde saatler geçirdim. Kimseye bir şeyler anlatmak mecburiyetinde olmadan huzurlu bir kendilik hâli yaşadım. Bu bana Yedigöller’in bir ikramıydı.

Bugün buraya gelmeseydim bugün Yedigöller’in güzelliği duyulmayacak, yazılmayacaktı. Varoluşunun hikmeti yerine gelmeyecek, güzelliği ve onun hissettirdikleri tezahür etmeyecekti.

Yedigöller’in bugün beni neden ısrarla kendisine davet ettiğini de anlamış oldum. Onda, bugün bir başıma geçirdiğim saatler ömrümün en huzurlu demleriydi.

Yedigöller’de Huzur

Yedigöller benim için huzurun beşiğidir. Burada bulduğum derinlikli huzur hâlini unutamıyorum. Gönlümün bu duyguya muhtaç olduğunu hissettiğimde yollara çıkar, Yedigöller’e gelirim. Yaşanmış vakitleri duyar, kuşları ve su seslerini dinler, gölleri izler ve özümde gizlenen o huzuru meydana çıkarırım. Elbette bu, Yedigöller’de olur. Yedigöller, bu bakımdan insanın kaybettiği cenneti gibidir. Unutulmuş güzellikler onda yeniden hatırlanır. Nice güzelliklerin bulunduğunu burada yeniden duyarız. İçimize güven hissi yayılır. Kalbimiz sevgiyi tadar. Çünkü Yedigöller’i alabildiğine sever insan. Dolayısıyla burada geçirdiği vakitlerde bir gönül sevgiyi derinden tadar. Bunca güzelliğe erişen insan ruhu huzura erer.

Benim Yedigöller’de en çok duyduğum his huzurdur. Tedirgin benliğim, mahzun kalbim, anlamı ve vahdeti arayan ruhum burada olduğum müddetçe aradığını bulmuş gibi derin bir sevincin içindedir. Bu muhteşem tabiat köşesiyle yaşadığım birliktelik hâli bana bir bütünlük duygusu tattırır. Yedigöller’de hayatın anlamı daha derinden duyulur. Zaman burada hakkıyla yaşanır. Gelip geçen anlar hissedilir. Vakitler hatıraya dönüşür. İnsanı besleyen, kalbe manevi bir gıda olan bir huzur hâli Yedigöller’in kendisini sevenlere bence en güzel ikramıdır.

Yazar
Yasin ŞEN

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen