Aşık Reyhani Ağabey Eskişehir’den Geçerken…

.
Aşık Reyhani Ağabey Eskişehir’de ameliyat olduğu zaman her akşam ziyarete gidiyorduk. Hasta ziyaretine eli boş gidilmez ya, biz de şiir götürüyorduk.
Yine bir akşam bir kaç hoyrat yazıp götürdüm Reyhani Ağabey’e okurum diye.
Bir kaç tanesi şunlar idi;
Seherin vakti geçti,
Bir yıldız aktı geçti,
Dünya bir pencereydi,
Her gelen baktı geçti.
Paşa kalkar,
Şah gelir paşa kalkar,
İçme namert suyunu,
Gün olur başa kakar.
Kanat ağlar,
Ok titrer kanat ağlar,
Avım yaralı gitti,
Boyandı kana dağlar.
Ağlama naçar ağlama,
Gündü geçer ağlama,
Bu kapını bağlayan,
Bir gün açar ağlama.
Der de Kerem,
Derdim çok der de Kerem,
Koşmuşam gam çiftini,
Sürdükçe dert ekerem.
Bunları okuyunca “al eline kağıdı kalemi” dedi o da bana, yedi, sekiz tane hoyrat yazdırdı aklından. İkisi şu idi;
Oku yârim,
Bırakmış oku yârim,
Ben bu dertten yaşamam,
Üstüme oku yârim.
Hoca benem,
Enginem yüce benem,
Her gelen bana güler,
Nasrettin Hoca benem.
Aşık Reyhani Ağabey’in Aşık Veysel’in Kara Toprak şiirinden bahseden bir şiiri vardı. “Kara toprak benim neden yârimdir?” diyordu o şiirde. Aklında ise onu da söylemesini istedim.
Aşıklar anında söyler ya. Aşık Reyhani Ağabey dört kıta yazdırdı ama kitabındaki şiirden bambaşka bir şeydi. Demek ki o an aklına gelenleri söylemişti.
Veysel kara toprak yârimdir demiş,
Kara toprak benim neden yârimdir?
İy bilmeden Mevlâ Kerimdir demiş,
Kara toprak benim neden yârimdir?
Pınarından abdest almadım ise,
Camisinde namaz kılmadım ise,
İtikat, imanla ölmedim ise,
Kara toprak benim neden yârimdir?
Ezan seslerini duymadım ise,
Dosdoğru başımı koymadım ise,
Vücudumdan küfrü soymadım ise,
Kara toprak benim neden yârimdir?
Öldürüp cesedim çürütecekse,
İlik, damarımı kuruyacaksa,
Nur beklerken nara yürütecekse,
Kara toprak benim neden yârimdir?
Kitabındaki şiir ise şu;
Veysel demiş kara toprak yârimdir,
Kara toprak neden benim yârimdir?
Yoksulluk ve sabır şükür kârımdır,
Kara toprak neden benim yârimdir?
Çiftçi olup tarla süremedimse,
Maaş alıp vergi veremedimse,
Bağından bir çiçek deremedimse,
Kara toprak neden benim yârimdir?
Eğer Veysel yâr demişse toprağa,
Mutlaka sahiptir bahçeye, bağa,
Arısı var bal doldurmuş tabağa,
Kara toprak neden benim yârimdir?
Emlâkim yok kazma ile kazacak,
Çiftliğim yok seyran edip gezecek,
Havuzum yok kulaçlayıp yüzecek,
Kara toprak benim neden yârimdir?
Suda boğulursam mezarım kayıp,
Bir taşım bile yok olamam sahip,
Toprak yârim desem olmaz mı ayıp?
Kara toprak neden benim yârimdir?
Havaya bakınca hava alırım,
Toprağa bakınca mahzun kalırım,
Mezarım bile yok, nerde ölürüm?
Kara toprak benim neden yârimdir?
Aşık Reyhani’yim her yanım yara,
Öldüğümde koymasınlar mezara,
Yaksın külüm savursunlar rüzgâra,
Kara toprak neden benim yârimdir?
Eski defterleri karıştırırken o kâğıt parçası elime geldi de, bir daha yazmak istedim.
Yazar
Mehmet Ali KALKAN

Eskişehir'de doğdu. Eskişehir Gazi İlkokulunu, Tunalı Ortaokulunu, Motor Sanat Enstitüsünü ve Çukurova Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü bitirdi (1980). Bir müddet Eskişehir Belediyesinde ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen