Demokratik Kapitalizm Hayal mi?

Tam boy görmek için tıklayın.

Prof.Dr. İbrahim KAYA

Demokrasinin ancak kapitalist ekonomi modeliyle birlikte işlediğini ileri süren düşünce kendisini tarihsel olarak ispat etmiş görünmektedir. Bu tarihsel gerçeklik karşısında, kapitalizme alternatif ekonomik model arayışları büyük ölçüde güç kaybetmiştir. Bu nedenle günümüzde ağırlıklı olarak kapitalizmin farklı türlerine dair bir çözümlemenin öne çıkarılması şaşırtıcı değildir (Wagner, 2015: 213). Buradaki mantık sağlam bir mantığa benzemektedir, çünkü eğer demokrasiyi savunmak istiyorsak, onun yaşayabileceği koşulları sağlayan kapitalizm dışında alternatif bir ekonomik model arayışı anlamsız görünmektedir. Ancak, kapitalizm doğası gereği, demokrasinin alametifarikası olan yurttaşlar arası eşitlik idealine zarar vermektedir. Piyasa birileri için kazanç sağlarken diğerleri için zararlı olmaktadır ve bu durum eşitliği sağlayabildiği ölçüde kendisini gerçekleştiren demokrasiye zarar vermektedir.

Kapitalizm, fırsat buldukça demokrasiyi sınırlamakta ve onu güçsüz kılmaktadır. Örneğin, sosyoekonomik eşitsizlikleri artırarak siyasal katılım eşitliğini sakatlayan kapitalizm kontrolsüz genişleme sonucunda yarattığı krizler nedeniyle yurttaşların siyasete katılım oranlarını aşağıya çekmekte ve bu demokrasi için sorun teşkil etmektedir. Demek ki piyasa kapitalizmine ihtiyaç duyan demokrasi varlığını sürdürmek için kendisini piyasadan korumak zorundadır. Kapitalizm ve demokrasi arasındaki çelişik ve gerilim-yüklü ilişki, modern toplumun hassas bir denge üzerine kurulduğuna işaret etmektedir. Kuşkusuz kapitalizm ve demokrasi modern toplumun temel boyutlarından ikisini oluşturmaktadır, ama aralarında uyumdan ziyade gerilim-yüklü ilişki söz konusudur ve modern toplum bu ilişkiyi dengede tuttuğu müddetçe sağlıklı bir toplum olabilmektedir.

Kapitalizmin Türleri

Demokrasinin kapitalizm dışındaki ekonomik modellerde işlemesinin olanaklı olmadığını gösteren yakın tarihsel deneyimin ışığında, modern toplumun kapitalizm ve demokrasi arasındaki hassas dengeye dayandığını söylememiz gerekir. Bu durumda, sosyal eşitsizlik sorununu demokrasiyi askıya almadan çözme umudu kapitalizmin içinde aranmak durumundadır ve dolayısıyla kapitalizmin türleri tartışmasına girişmek anlamlı görünmektedir. Kapitalizmin üç ana türü olduğu konusunda bir uzlaşı söz konusudur: liberal piyasa kapitalizmi, demokratik kapitalizmin temelini oluşturan örgütlü, ulusal kurumlara gömülü kapitalizm ve neoliberal kapitalizm. Her ne kadar demokrasi için uygun ekonomik model kapitalizm olsa da her kapitalizm sosyal sorunun çözümünde uygun temeli sunmamaktadır ve bu nedenle kapitalizmin farklı türleri üzerinde durulması mantıklı görünmektedir.

Kapitalizmin türleri içinde sosyal sorunun çözümü açısından en uygun modelin “demokratik kapitalizm” olduğu tezine karşı bir tartışmaya girişmek beyhude görünmektedir. Demokratik kapitalizm, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’da hayata geçmiş ve yirmi yıl boyunca oldukça iyi işlemiştir (Streeck, 2011: 5). Demokratik kapitalizm, piyasa ile demokratik siyasetin uzlaşısına dayanan bir model olarak ifade edilebilir. Demokrasi ve kapitalizmin uyum içinde işleyebileceği kanısını oluşturan bu model, ekonomi ve emek üzerinde etkili bir siyasal kontrole dayanmaktadır. Demokratik kapitalizmin tarihsel temelini elbette refah devleti olarak ifade edilen devlet yapısı oluşturmaktadır.

Offe (1984: 147) demokratik kapitalizm nitelemesinin henüz kullanılmadığı bir dönemde refah devletini tanımlarken aslında bugün bizim demokratik kapitalizm olarak ifade ettiğimiz düzenlemeye işaret etmiştir: “Refah devleti, İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen dönemde gelişmiş kapitalist demokrasilerin başlıca barış formülü olarak hizmet etti”. Sosyal sorunun emek ve sermaye uzlaşısı aracılığıyla çözüme kavuşturulacağı inancına sahip olan bu modelin öncelikle demokrasinin piyasa karşısında korunması gerektiği anlayışına dayandığını söyleyebiliriz. Bu anlayışın meşruiyeti ise kapitalistlerin piyasa çıkarlarını maksimize etmek ve solun iktidarı ele geçirmesine mâni olmak için demokrasiyi ortadan kaldırmaya yeltenebileceği ihtimaliydi. Demokrasiyi ortadan kaldırmak için gerici güçlerle ittifak kurmaktan çekinmeyeceği düşünülen kapitalistlerin endişesi ise çoğunluğu oluşturan emekçilerin demokrasi aracılığıyla özel mülkiyeti ve serbest piyasayı ortadan kaldırabileceklerine dair endişeydi.

Demokratik Kapitalizm

Her iki sınıfın endişelerini gidermeye odaklanan demokratik kapitalizm, emek ile sermaye arasındaki uzlaşı formülü olarak tanımlanabilir. Piyasa güçlerinin serbest ekonomik faaliyetlerinin ve kolektif tercihe göre şekillenen sosyal dayanışma siyasetinin uyum içinde birlikte yürütülmesi hedefiyle belirlenen demokratik kapitalizm modeli kısa sayılabilecek bir zamanda açmaz krizlere sürüklendi. 1970’lere gelindiğinde, bu modelin hayatta kalma şansının pek kalmadığını gösteren emareler otaya çıkmıştı. Hali hazırda 1960’ların sonundan itibaren yükselmeye başlayan enflasyon, ekonomik büyümeyi önemli ölçüde durdurdu. Sermaye ve emek arasındaki siyasal-ekonomik barış formülü olarak demokratik kapitalizm, sosyal sorunun çözümünde ve böylece demokrasi ile kapitalizm arasındaki gerilimleri yumuşatmada kısa süreli bir başarıyı yakalamış olsa da modern toplumlar için “kalıcı” bir formül olamadı.

1970’lerin sonundan itibaren ve özellikle 1980’lerde güç kaybeden demokratik kapitalizm modeli, kapitalizmin küreselleşme sayesinde ulusal kurumlara gömülü olmaktan kurtulmasıyla son buldu. Yeniden liberalleşen kapitalizmin “demokratik taleplere” yanıt verme yükümlülüğünden kurtuluşu, yeni bir tarihsel dönemin yolunu açtı. Bu yeni dönem, sosyal eşitsizliğin büyüdüğü, demokrasinin kapitalizm ile olan ilişkisinde büyük gerileme yaşadığı dönem oldu. Bugün hem sosyal eşitsizliğin çözüme kavuşturulması hem de demokrasinin yeniden güç kazanması için yeniden demokratik kapitalizm olasılığı üzerinde düşünmemiz bir zorunluluk olarak görünüyor. Öncelikle, demokrasinin niçin kapitalizme ihtiyaç duyduğu sorusunu yanıtlayarak bu işe girişmemiz gerekiyor ve bunu bir sonraki yazıda yapacağım.

Kaynakça

  • Offe, Claus. Contradictions of the Welfare State. Londra: Hutchinson, 1984.
  • Streeck, Wolfgang. “The Crises of Democratic Capitalism”, New Left Review, 71 (2011): 1-25.
  • Wagner, Peter. “Democracy and Capitalism in Europe, Brazil and South Africa.” In The Trouble with Democracy: Political Modernity in the 21stCentury, edited by Gerard Rosich and Peter Wagner, Edinburgh: Edinburgh University Press, 2015.

————————————

Kaynak:

https://www.akademikakil.com/demokratik-kapitalizm-hayal-mi/ibrahimkaya/

Yazar
Kırmızılar

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen