Hasetçiyi Dost Sanan, Taşlayıcılarını Yanında Gezdirirmiş!

Tam boy görmek için tıklayın.
Sevdiğimiz, takdirkârı olduğumuz insanların kanaat özgürlüğünü tanımıyorsak, dostluktan ne anladığımızı gözden geçirmemiz gerekmez mi?..
“Dost” saydıklarımızın kanaatleri kusurlu bile olsa, saygı duymak, ona dönük hukûkun gereği değil mi?
İlk uyumsuzlukta yıkılan ilişki dostluk olamaz.
Sevgiden mülkiyet iddiâsı çıkmaz, çıkarılamaz!
Hele hele!
Adamınız sâdece vaz geçse gene şükredin. Bir de sahte bir merdânelikle karşınıza geçer ve sizin edebinize güvenerek, mahremiyet zamanlarında öğrendiği sırlarınızı ifşâya başlar, hattâ bire bin katarsa?
Elindeki “bilgiler”le yetinemeyip, çevrenizdeki zayıf bulduğu âşinâlarla ekip kurup(!) zaaf toplarsa!?
El ne bilsin ne nedir?
Alın size dönük bir taşlama bölüğü hazırdır…
Boşuna:
“Size günah olarak duyduklarınızı nakletmeniz yeter” buyurmamış Hz. Rasûl…
Ya her duyduğunu gerçek sayıvermeye hazır “merhaba düşmanları”na ne diyeceksiniz?
Cebâb-ı Hakk cümlemizi dost kılıklı müzevirlerden muhâfaza buyursun.
*
Hayrınıza şer bulaşmasın, dostlarınız hakikatli olsun yârenler.
Günaydın efendim…
*
Fotoğraf Güneş Par hanımefendinin sihirli objektifindendir efendim. Arz olunur.

 

Yazar
Sait BAŞER

Aralık 1957 tarihinde Isparta-Yalvaç’ın İleği köyünde doğdu. İstanbul Sağmalcılar Lisesini bitirdi. Üç yıl Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde okudu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde yüksek öğren... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen