“Kerkük’üm Fener Kerkük”

Bir Kerkük Türküsü var, Yolçi Hoyratı. Sözleri şöyle başlıyor;
“Ağam ağam oy ağam,
Yatmamışam oy ağam,
Âlem şirin uykuda,
Ben derdimnen say ağam,
Ben aşkımnan oy ağam.
Ağam ağam öz ağam,
Fikrin saf et gez ağam,
Muhabbet ölüncedi,
Deme gözden uzağam.
Dört, beş sene önce işyerine bir hanım geldi. Sohbeti farklı, konuşması bir başka güzel. Nereli olduğunu sordum, “Yarı Sivrihisar’lı, yarı Kerkük’lüyüm” dedi. Merak ettim, anlattı sonra.
Çanakkale Savaşı bitmiş. Kerkük’lü bir askerimiz de memleketine dönüyor. Yorulmuş, üstü başı perişan.
Yolu Sivrihisar’ın bir köyünden geçiyor. Orada dinlenmek istiyor. Laf lafı açıyor. Askere diyorlar ki “burada kal. Sana bağ, bahçe veririz. Zaten burada da genç sayısı az kaldı. Yolun da uzun. Burası da memleket. Biraz zaman geçsin, çalış, ek. Eğer burada rahat edemezsen yine gidersin.”
Kalıyor asker o köyde. Sonra evlenip çoluk çocuğa karışıyor. İş, güç, dünya telâşesi derken aradan epey zaman geçiyor. Kerkük’ü özlüyor gün gün. Elinde imkan da yok gidecek. Sonra Kerkük bizim sınırların dışında kalmış.
Hasret galip geliyor. Trene biniyor gidebileceği yere kadar trenle gidiyor. Sonra yayan yola düşüyor. Bir şekilde ulaşıyor köyüne. Aradan geçmiş bunca yıl. Kendini tanıtıyor. Anasını, kardeşlerini soruyor. Bir yaşlı konuşuyor;
“Oğul, annen on gündür Türkiye tarafına çıkıp seni bekledi. Herkese sordu, ‘benim oğlum geliyor. Kokusunu duyuyor musunuz?’ Sabahtan akşama kadar uzakları seyrediyordu. Biz de bu hanım oğlunun hasretinden aklını kaybetti demiştik. Anneni dün defnettik. Gerçekten gelen senin kokunmuş, biz bilemedik.”
O askerin torunu imiş gelen hanım. Yanında da Kerkük’te yaşayan ve buraya ziyarete gelen diğer kardeşinin çocuğu vardı.
Yolcu Hoyratı devam ediyordu;
“Men sana gülüm demem,
Gülün ömrü kem olur.
Men sana reyhan demem,
Yaprak döker dal olur.
Men sana derviş demem,
Post gider abdal olur.
Men sana paşam demem,
Tahttan düşer azlolur.
Men sana begim diyerem,
Daim begler beg olur.”
Bunun sonuna üç mısra da Ahmet Tuzlu eklemişti;
“Men sene vatan diyerem,
Men sana Kerkük diyerem,
Kölgesinde yatılır.
“”Vatan, hatıralardı.”
Yazar
Mehmet Ali KALKAN

Eskişehir'de doğdu. Eskişehir Gazi İlkokulunu, Tunalı Ortaokulunu, Motor Sanat Enstitüsünü ve Çukurova Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü bitirdi (1980). Bir müddet Eskişehir Belediyesinde ... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen