Kültür, Sanat ve Eğitim Konuları Artık Millî Savunma Meselesidir! 

Bizim aymazca, koyu bir gafletle, âdetâ düşmanseverlik anlamına gelen kültür politikaları uygulayarak düşman değerlerini millî değerlerimizle değiştirişimiz, batılı düşman mihrakların  işlerini fevkalade kolaylaştırıyor. Kendi değerlerine cahil, düşman hayat tarzı dışında bir yaşama tarzı, ilim, sanat, eğitim modeli, eğlence zevki bilmeyen yeni kuşaklarla onların saldırılarını göğüsleme şansımız olabilir mi?

Düşmanlık nedir?

Size kendi değerlerinizle yaşama hakkı ve hukuku tanımamak, elinizdeki imkanları sizden almak değilse, düşmanlık nedir? Ama siz kendi elinizle onların her türlü tercihine kapılarınızı sonuna kadar açmışsanız; kendi dünyanızı ise bazen resmen yasaklayarak, bazen gözden uzak tutarak, bazen durmadan yererek yeni kuşaklarınıza vermediyseniz, o kuşaklar ne adına mücadele edecek ve o “düşman”ı niçin düşman bilecektir?

Kendi elinizle düşmana peşkeş çektiğiniz o çocuklar için asıl düşman sizin tarihî kimliğinizdir! 

Bir ortak ve yüksek değerler zemininde buluşmak zorundayız. Zaten hep o ihtiyaç vardı da, son gelişmelerle bari durumun vahametine ayılsak.

Tehlike sadece sınırlardan birinde veya sınırlarda değildir! İçimizde dışımızda, her yerde ve her an tehdit edilebilir bir konjonktürde bulunduğumuzu, saldırıya açık toplum olmanın ne manaya geldiğini hepimiz hissetmek zorundayız.

Dilinize saygınız kalmamış, bir “yabancı” dil kendi dilinizden çok daha önemli sayılır hale gelmiş… Ana okullarından YÖK’e kadar uygulamada bir cinnete  dönüşmüş!

Müziğiniz neredeyse tedavülden kalkmış,  artık yer zaman ayırmadan coğrafyanızın her köşesinden süflî sesler sağanağı boşalır olmuş…

Edebiyatınız unutulmuş, tarihiniz saçma sapan bölük pörçük dizi kurmacalarına indirgenmiş…

Dininiz simsarlık alanı… 

Eee “vatan” neydi? Bunlar yoksa coğrafya neden savunulsun? 

Remzi Oğuz Arık rahmet istedi işte!

Alman Meclisi’ndeki adı Türk olan vekillere bir bakın isterseniz!  Ülkemize karşı en şiddetli husumet ifadeleri onlardan sadır oluyor! 

Hangi değerlerle donandıysanız onlar adına yaşar, onların kavgasını yaparsınız.

Mevzuun soy sop davası değil, müşterek değerlerimiz olduğuna  da inşaallah uyanacağız! 

Artık kültür siyasetimizle millî savunma ihtiyaçlarımız aynı düzlemde aynı anlamdadır…

Konuyu hafife almak artık ihanete denk bir aymazlıktır.

Yazar
Sait BAŞER

Aralık 1957 tarihinde Isparta-Yalvaç’ın İleği köyünde doğdu. İstanbul Sağmalcılar Lisesini bitirdi. Üç yıl Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde okudu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde yüksek öğren... devamı

Bu websitesinde farkı kaynaklardan derlenen içerikler yayınlanmakta olup tüm hakları sahiplerinindir. Sitedeki içerikler atıf gösterilerek kaynak olarak kullanlabilir. Yazıların yasal sorumluluğu yazara aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Kırmızlar® 2010 - 2024

medyagen